Linkin Park - The Emptiness Machine ŞARKI SÖZLERİ

Linkin Park - The Emptiness Machine ŞARKI SÖZLERİ

### İlk Kıta:

*Your blades are sharpened with precision  

Flashing your favorite point of view  

I know you're waiting in the distance  

Just like you always do  

Just like you always do*

Bu kıta, manipülatif bir ilişki veya durumun başlangıcını betimliyor. "Your blades are sharpened with precision" (Bıçakların hassasiyetle bilenmiş) ifadesi, karşı tarafın zarar verici niyetini simgeliyor. "Flashing your favorite point of view" ise manipülatif kişiliğin kendi bakış açısını dayattığını anlatıyor. "I know you're waiting in the distance" ifadesi, bu kişinin her zaman uzakta bir yerde fırsat kolladığını, bir tür tekrar eden döngüyü gösteriyor.

### Nakarat:

*Let you cut me open  

Just to watch me bleed  

Gave up who I am for who you wanted me to be  

Don't know why I'm hoping  

For what I won't receive  

Falling for the promise of the emptiness machine  

The emptiness machine*

Nakarat, kendini feda eden bir kişiyi anlatıyor. "Let you cut me open just to watch me bleed" (Beni açıp kanamama izin verdim) ifadesi, karşı tarafa zarar verme yetkisi verildiğini simgeliyor. "Gave up who I am for who you wanted me to be" (Kim olduğumu, senin istediğin kişi olmak için verdim) ifadesi, kimliğin kaybını ve karşı tarafın taleplerine boyun eğişi simgeler. "The emptiness machine" (Boşluk makinesi) ise, kişinin sürekli vaatlerle kandırıldığı ve sonunda sadece boşluğa düştüğünü temsil eden güçlü bir metafor.

### İkinci Kıta:

*Going around like a revolver  

It's been decided how we lose  

'Cause there's a fire under the altar  

I keep on lying to  

I keep on lying to*

Bu kıtada, ilişkideki döngüsellik ve kaçınılmaz kayıp hissi anlatılıyor. "Going around like a revolver" (Bir revolver gibi dönüyoruz) ifadesi, olayların sürekli tekrar eden bir şekilde döndüğünü ima ediyor. "It’s been decided how we lose" (Kaybedeceğimiz belli) cümlesi, bu ilişkinin veya durumun kaderinin baştan belirlendiğini ve sonuçsuz olduğunu anlatıyor. "There’s a fire under the altar" (Sunakta bir ateş var) sözü, belki de kutsal ya da değerli görünen bir şeyin altında yatan yıkımı ima ediyor. "I keep on lying to" ifadesi, kişinin kendine yalan söylemeye devam ettiğini gösteriyor.

### Tekrarlanan Nakarat:

*Let you cut me open  

Just to watch me bleed  

Gave up who I am for who you wanted me to be  

Don't know why I'm hoping  

For what I won't receive  

Falling for the promise of the emptiness machine*

Nakarat tekrarlandığında, kimliğin kaybı ve boş vaatlere inanma teması daha da güçleniyor. Bu, kendine zarar verme pahasına manipülatif bir duruma saplanıp kalmayı anlatıyor.

### Köprü:

*I only wanted to be part of something  

I only wanted to be part of, part of  

I only wanted to be part of something  

I only wanted to be part of, part of  

I only wanted to be part of something  

I only wanted to be part*

Bu bölüm, kişinin bir aidiyet arzusunu ifade ediyor. "I only wanted to be part of something" (Sadece bir şeyin parçası olmak istedim) ifadesi, karşı tarafın taleplerine boyun eğmenin temelinde, kabul edilme ve bir şeyin parçası olma ihtiyacının yattığını gösteriyor. Bu arzu, kişiyi manipülasyona açık hale getirmiş olabilir.

### Son Nakarat:

*I let you cut me open  

Just to watch me bleed  

Gave up who I am for who you wanted me to be  

Don't know why I'm hoping  

So fucking naive  

Falling for the promise of the emptiness machine  

The emptiness machine  

(I only wanted to be part of something)  

The emptiness machine  

(I only wanted to be part of)  

The emptiness machine*

Son bölümde, şarkıdaki anlatıcı kendini safça kandırdığını kabul ediyor. "So fucking naive" (Çok safım) ifadesi, kendisinin durumu daha önce fark edememiş olmasından dolayı duyduğu öfkeyi dile getiriyor. "Emptiness machine" tekrar tekrar vurgulanarak, bu döngünün yıkıcı etkisi öne çıkarılıyor.

### Genel Mesaj:

"The Emptiness Machine" şarkısı, manipülatif bir ilişki veya duruma giren birinin hissettiği duygusal boşluğu ve kimliğini kaybetme sürecini anlatıyor. Kişi, başkaları tarafından onaylanma arzusuyla hareket ediyor, ama sonunda kendini yalnızca boş vaatler ve zarar içinde buluyor. Bu, tekrar eden bir döngü ve umutsuz bir beklenti olarak sunuluyor.